Türkiye’ye ‘Türk Mahkemesi’ atağı: Lahey Karteli

“`html

Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) avukatları ve yöneticileri, Avrupa’nın güvenlik ve entegrasyonu konularında Türkiye’ye karşı sürekli bir muhalefet sergilemektedir. 2016’daki darbe teşebbüsünün ardından geçen 8 yılda, UCM, “Avrupalı Hakimler Birliği” ve “Türk Mahkemesi” adlı örgütle işbirliği yaparak “devletlerarası ceza tehdidi” ile saldırılarını sürdürmeye devam etmektedir.

NETANYAHU VE YOAV GALANT’A YÖNELİK CEZA DAVALARI

Kasım ayında, Türkiye’deki savcılık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında ceza davası açılması isteminde bulundu. Türkiye’den Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Metin Külünk tarafından açılan dava, Netanyahu’yu Gazze Şeridi’nde 40 binden fazla sivili hedef almakla suçladı. UCM, 21 Kasım 2024 tarihinde, İsrail Ordusu’nun Filistin’deki askeri operasyonunu yöneten Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant için tutuklama emri çıkardı. Bu durum, UCM açısından uluslararası hukukta bir emsal teşkil etse de daha fazlası olarak değerlendirilememekte.

UCM’YE HENÜZ ÜYE OLMAYAN DÜNYA ÜLKELERİ

Bu emsal niteliğindeki dava, Lahey’deki “hukuk karteli” ve uzun süredir güvenlik sorunları yaşayan Londra’dan başsavcı Karim Khan’ın tanıtımını yapıyor. Şu an itibarıyla BM üyesi 124 ülkenin neredeyse üçte ikisi, UCM’nin Roma Statüsü’nü imzalamış durumdadır. Ancak bu anlaşma, uluslararası düzeyde kabul görmeye pek yanaşmamıştır. BM Güvenlik Konseyi’nin başlıca daimi üyesi üç ülke (ABD, Rusya ve Çin) UCM’nin resmi üyelerinden değildir. Ayrıca Türkiye, Hindistan, Pakistan, İran, Malezya ve Endonezya gibi önemli ülkeler de UCM kapsamına alınmamıştır. Ürdün ve Tunus dışında, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri de bu listeye dâhil değildir.

UCM’NİN NETANYAHU GİBİLERLE BAŞKA BİR SORUNU YOK

İngiliz savcı Karim Khan’ın durumu, Lahey’deki mahkemenin uluslararası etkisini artıracak her türlü siyasi ve ekonomik çıkarla şekillendirilmekte. Filistin’deki soykırım ve savaş suçlarından ötürü Netanyahu gibi bir liderin, politikacı rolünü üstlenmesi durumunda mahkemenin hiç sorun yaşamadığı görülüyor. Ancak UCM’nin geliştirildiği yasalar, egemen devletlerin güvenliğini tehdit etmeye devam etmektedir.

“LAHEY KARTELİ”MÜDAHALESİ VE “TÜRK MAHKEMESİ”

Lahey’deki kartel, PKK ve YPG militanlarının Avrupa’daki etkinliklerini kullanarak, 2016’da Türkiye’nin uluslararası itibarını zedelemek ve güvenliğini tehlikeye atmak amacıyla “Türk Mahkemesi” adlı bir oluşum oluşturdu. UCM, Avrupa genelinde Kürt gruplardan “iddialar” toplayarak bunları Türkiye’ye karşı küresel bir “hukuk ve adalet aracı” olarak kullanmayı hedefliyor. 2015’ten bu yana sadece dört ülke UCM’nin Roma Statüsü’ne taraf oldu. Öte yandan, UCM’den iki istifa ve iki çıkış denemesi de gerçekleşti. Şu anda, UCM’ye katılım süreci duraklama aşamasına geldi.

TRUMP’IN UCM’Yİ ŞÜPHE ALTINA ALMASI

Donald Trump, 2020 sonunda “uluslararası hukuk” maskesi altında faaliyet gösteren bu mahkeme için “Amerika için ölü” ifadesini kullanmıştı. Trump, UCM’nin yaptırım uygulaması için bir kararname imzaladı. Ocak ayında Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesiyle birlikte, UCM yeni yönetim altında global bir suç örgütü olarak damgalanmaya adaydır. Netanyahu’ya çıkarılan tutuklama emri, UCM’nin güvenliğini tehlikeye atan bir eylem olarak değerlendirilebilir.

RUSYA’DAN UCM’YE YASAL ELEŞTİRİLER

Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Uluslararası Hukuk Konseyi, UCM’nin ceza davalarındaki özel yapım ihlalleri ve Lahey’deki adalet örgütünün durumunu incelemiştir. Yalnızca sıradan insanların haklarının, Hollandalı dolandırıcılardan daha az sorun yaşadığı sonucuna varılmıştır.

UCM’NİN YETKİ SORUNU

Devletler, kendi aralarında oluşturdukları uluslararası kuruma, sahip olmadıkları yetkileri veremezler. Uluslararası hukukun genel kuralları gereği, yabancı yetkililerin cezai dokunulmazlığı söz konusudur. Bu şartlar altında, UCM’nin, “uluslararası” niteliği ile Roma Statüsü’ne taraf olmayan devletlerin yetkililerine karşı yargı yetkisi bulunmadığı iddiası, uluslararası hukukta geçerli değildir.

UCM’NİN “TÜRK MAHKEMESİ” STRATEJİSİ

UCM, kendi kurallarını ve uluslararası hukukun normlarını sistematik olarak ihlal eden bir mahkemedir. Özellikle “Türk Mahkemesi” örneği gibi, Roma Statüsü’ne taraf olmayan ülkelerde yapılan eylemler üzerinden yetki kullanma girişimleri bariz bir ihlaldir.

UCM DEVLETLER ARASI İHTİLAFLARI DERİNLEŞTİRİYOR

UCM’nın özel bir uluslararası rolü olduğunu iddia edenler, mahkemenin, barış yanında güvenliği sağlamak için durumu iyileştirmede başarısız olduğunu savunuyor. UCM ve BM Güvenlik Konseyi arasındaki etkileşim, Roma Tüzüğü kapsamında belirlenen normlarla sınırlıdır. Ancak UCM’nın mevcut uygulamaları, devletler arası ve iç ihtilafların çözümünü karmaşık hale getirdiği gerçeğini gözler önüne seriyor.

HUKUKSAL GEREKÇELER YERİNE “HÂKİMLERİN GÖRÜŞLERİ”

Dünyada UCM’nin kararlarıyla ilgili önemli şikayetler görülmektedir. Mahkeme, çoğu zaman çelişkili kararlar vermektedir. Resmi gerekçelerin yerini hâkimlerin özel görüşlerinin alması, birçok suistimale yol açmıştır. Ayrıca, hakim odalarının yargıçlarla olan karmaşık ilişkisi, bağımsızlıklarını tehlikeye atmaktadır.

GENEL ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN SAKINCALI

Roma Statüsü’nü kabul etmeyenler için, UCM’nin tutuklama emirleri geçerliliğini kaybetmektedir. UCM’nin, Rusya Federasyonu Başkanı ve Çocuk Hakları’ndan sorumlu yetkililere karşı çıkardığı sözde tutuklama emirleri, hem uluslararası hukuka hem de Roma Statüsü’ne aykırı bir durumu gözler önüne seriyor.

BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN KARARSIZLIĞI

UCM’nin verdiği tutuklama emirlerinin ulusal alanda uygulanması, kendi beceri ve yetkilileri üzerinde devletin tasarrufundadır. Roma Statüsü’ne taraf olmayan ülkelere karşı UCM tarafından verilen tutuklama emirlerinin, BM Güvenlik Konseyi’nin uygun bir kararının olmaması şartlarında uygulanması, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir.

KARİM KHAN VE EKİBİ YARGILANABİLİR

UCM, hem Roma Statüsü’nün belirlediği hedeflerinden uzaklaşmış hem de genel uluslararası hukukun normlarını ihlal etmiştir. Artık siyasallaştığı ve çifte standartlı olduğu ifadeleri ortada. UCM’nin hukuka aykırı uygulamaları ve uluslararası toplumda kabul görmemesi, Karim Khan ve ekibinin sorgulanmasını gerektiren bir durum ortaya çıkarmaktadır.

Okay Deprem

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

esenyurt escort
beylikdüzü escort
istanbul escort
bahçeşehir escort
bakırköy escort
şirinevler escort
şişli escort
esenyurt escort
avcılar escort
beylikdüzü escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
beylikdüzü escort
taksim escort
bakırköy escort
beylikdüzü escort
Ümraniye Escort
Ataşehir Escort
Maltepe Escort
xxx